31 Aralık 2009

2010

İsterseniz 2010 yılı sizin için
Renk renk, dolu dolu, kıpır kıpır olsun
Eğer yok derseniz biraz daha sakin ama
Mutluluk hep yanınızda sizinle olsun
Dudaklardan çıkan nağmeler "sevgi" makamı
Evimizde çalan hep "huzur" şarkısı
Ne isterim daha derken aniden, daha da güzelleri hep sizinle olsun

Sevelim, sevilelim, daha çok daha daha çok
En güzel günlerimiz henüz yaşamadıklarımız olsun
Ve en çok özlediğimiz anda sevdiklerimizi
Gülümseyecek kadar yakınımızda olsun
İlklerle dolu olsun, hepsi çok özel olsun
Lütfen herkesin kalbine hergün aşk güneşi doğsun
Eski yılları anmak şöyle bir dursun
Rastladığınız her durak daha güzel olsun..

28 Aralık 2009

yılbaşı partimiz..

partileri severim
eskiden de severdim şimdi de severim...
cumartesi günü öyle bir partiye davetliydik ki...
Sevgili Iraz'ın çocuklar için düzenlediği ve bizi de unutmadığı yılbaşı partisi..

tüm detayların düşünüldüğü, herşeyin çocuklar için organize edildiği, şarkılarla, müziklerle, oyuncaklarla, kara tahtasıyla, duvar tahtasıyla, tebeşiriyle, boyasıyla, tatlısıyla tuzlusuyla... çok çok güzel bir parti oldu.. İrem'in hala aklında tadı damağında kalmışçasına..

çocuklar küçüktü ama en yakın arkadaşımız Zeynep'in de partide olması partiye ayrı bir güzellik katmıştı. ve Zeynep'in o minik ellerinden aldığımız yılbaşı hediyesi...

Irazcığım, tekrar tekrar teşekkür ederiz. çok ama çok eğlendik.. Iraz'dan İreme'e gelen hediye de çok güzeldi..

Fotoğraf makinamın şarjı bitti ve görüntüleyemedim. O akşamı görüntüleyen varsa benimle paylaşabilir mi??

21 Aralık 2009

İrem'in hayali..

- Anne sen yarın işe gidecek misin?
- Evet kızım
- Gitme anne
- Ama gitmem lazım
- Anne o zaman ben sana bi iş açayım
- Nasıl olacak??
- Sana kocaman bir fabiyika açayım. Pembe bitane bizayar (bilgisayar) alıyım. Yanımda çalışıysın. Bi tane de tenis oynaman için bi yer yapayım, yere halı kaplatıyım.
- Halı mı?
- Evet anne yanlışlıkla (masucuktan)
- Başka??
- Sen de işe gitmezsin, birlikte oyun oynarız. Bizayarda dora oynarız, izleriz seninle, olaar mı??
- Olur annecim...

15 Aralık 2009

boriler..

birkaç haftadır Borilere takmış durumdayız
kim mi boriler?
TRT Çocuk'ta yayınlanan Afacan ve Yedi Kafadar'ın kahramanları
Afacan Bori, Yıldız Bori, Çiçek Bori, Camgöz Bori, Minik Bori bi de Kaptan Bori (bu kötü bori)

Evin içinde ben Yıldız Bori, İrem de Afacan Bori olarak dolaşıyoruz
Telefonda bugün sesleniyor "anne bugün sen çıktın" (yani yıldız bori çıkmış bugün)
Bazen küsüyor "anne sen neden Yıldız Bori gibi konuşmuyorsun??"
Hatta ben daha borileri hiç izlememişken İrem'e atmasyon bori masalları anlatırdım..
Haftasonu yok diye biliyorken biz, bir pazar akşamı boriler çıkınca televizyona, İrem Hanım öyle sevindi ki, koltukların üzerinde zıplamaya başladı...
Ve "anne sonunda onları görebildin" dedi

Caillou
Üzgünüm ama galiba pabucun dama atıldı..
Ama ben seni gerçekten de çok seviyorum
Ve hala ilgiyle izliyorum :)

11 Aralık 2009

irem'e


ADININ İÇİNDEDİR, Elif, Ra, mim.
Bilin bakalım bu kim?
Onun adı İREM.
Elif'ten çizilmiş kaşları, yay ne ki?
Gözleri karaca karası, Ceylan yavrusu ceren.
Duru su İREM.
Duruşu Elif.
Bakışı ürkek.
Evinin gülü o çiçek.

(by: anneteyze-F.L.T)

10 Aralık 2009

kızım..

Sana şiirler yazmak
Değil istediğim
Sana yaşamı vermek
Doyasıya duyurmak mutluluğu
O elle tutulan dağılan şey
Her an yeniden yaratarak
Dokun diye elinle durmadan
Dağıtıp yeniden kurarak

Sabah işte yeniden
Dağılan yeşil karanlıklar
Simgesi mi yarınlarımızın
Bırak öyleyse yaşamı açayım sana
Bir bir bir bir

(Oktay AKBAL)

7 Aralık 2009

haftasonu ve scooterımız :)

sabah sesimi duydu giderken
"annecim işe mi gidiyorsun?" diye sordu ağlamaklı
"evet kızım" dedim "vedalaşalım mı?"
"tamam annecim.."
öpüştük koklaştık vedalaştık
tam çıkıyordum ki bağırdı arkamdan
"annecim elini öpmeyi unuttum"
koştu elimi öptü alnına koydu, "hoşçakal annecim" dedi ve yatağa gitti..

haftasonu mu? işe gidicem korkusuyla sürekli peşimde
içeriye giriyorum "annneeeee işe mi gittin??"
"annecim bak ben bugün işe gitmicem tamam mı?"
"tamam annecim"

haftasonu Aysel Ablamız temizlik yaparken o da ellerini yıkar banyoda
Aysel çıkar, dalgınlıkla içeride el yıkayan İrem'i unutarak ışığı kapatır
Ve küçük hanım banyodan seslenir
"küçücük bir çocuk karanlıkta bırakılır mı hiç??"

dün yemeğe gittik anneanneye, dedemiz balık pişirmiş :)
yedik
İrem kudurdu anneanneyle akşam boyunca
sonra tutturdu ben burda kalıcam
bıraksan kalır
ama gittiğimiz anda başlar "ben eve gidicem diye"
yani mi??
yani galiba kızım büyüyor
baksanıza yatılı kalmak istedi ilk defa bir yerde...
belki ileride de der "anne ben bu akşam Zeynep'lerde kalıcam, ders çalışıcaz.."

ve sonunda korkumuzu yendik
korkumuzu yendiğimiz için o kadar mutlu ve gururluyuz ki :)
scooter'ımızı da aldık ödül olarak
ilk defa bir ödül koyduk bişey için
ve başardığı için de ödülünü aldık
mevsimi olmadığı için scooter bulmakta zorlandık
eve geldiğimizde tüm oyuncaklarını tanıştırdı scooterını
"bak Caillou bu benim scooterım, sana öğreteyim mi? dur şimdi.."
ve birşey farkettim
aslında bildiğim ama yine de çok uygulamadığım birşey
bir oyuncağı çocuğa hemen almayınca, biraz istetince daha kıymetli oluyor
Doralı scooterımız gibi :)

Daldan dala kondum biliyorum ama aklıma geldikçe yazdım
kaldıkça kalıyor küçük hanımın maceraları, incileri...
babamız da gitti
ama daha erken gelecek bu defa...
hadi şimdi işe koyulma zamanı
iyi yolculuklar babamıza...

3 Aralık 2009

günaydın..

Günaydın bebeğim,
Bayram da bitti
Dolayısıyla tatil de
Nasıl da alıştım senle dolu geçen günlere şu tatilde

Çok güzeldi tatilimiz..
Antalya sıcacıktı..
Ama sen biraz yaramaz
Kıpır kıpırın da ötesinde
Yerinde 5 dakika oturmayan..

Tatilden kareler...
Karete Kid

Arkadaşımız Defne
Çok sevdik onu..
O da aynı İrem gibiydi kıpır kıpır

Babaanne ile tavla turnuvası

"Komuşuuu"
Sulukule Gecesinden...

Bardaklara top atma yarışması
Ama İrem Hanım kısa yolu seçiyor, topu doğrudan bardağa bırakıyor..

Veee Rixos güzeli :)

Eve dönüş
İrem "davulların" üzerinde

19 Kasım 2009

Bizim Masalımız


Bir varmış bir yokmuş
Ülkelerin birinde bir kız yaşarmış
Bir gün bu kız prensi ile karşılaşmış
Prensi onu karşılaştıkları ilk gün beyaz atı ile almaya gelmiş
Kız çok heyecanlıymış
Elini uzatmış
Elleri sıcacıkmış
Kız o günden sonra ne zaman üşüse o ellerle ısınmış...
İşte masal o gün başlamış..
Günler geçmiş, haftalar aylar
Evlenmeye karar vermişler
Tarih 19.11.2005'i gösterirken
Rüya gibi bir düğünle evlenmişler..
Hani biter ya tüm masallar prensle prenses evlenince
Onların masalı burada bitmemiş..
Her geçen gün yeni bir masal
Her geçen gün yeni bir hikaye olmuş
Değişen tek şey beyaz atlarıymış
Sonra hayatlarına giren küçük bir prensesle
Masalları daha bir anlamlı, daha bir güzel olmuş...
Kitap bitmemiş
Yazılacak çok sayfa varmış
Birlikte yazmak için elele vermişler...
Daha nice masallara, nice sayfalara
Sayfalar güzellikleri yazsın, mutlulukları, gülücükleri,
Gökten üç elma düşmüş
Üçü de İrem'in başına
İrem almış elmaları
Birini annesine vermiş, birini babasına
Birini de kendine saklamış
Birgün yazmak üzere kendi masalını...
Sevgiyle..
Seni Seviyorum...

18 Kasım 2009

Zeynep'le Haftasonu

Pazar günü Zeynep ve annesi kahvaltıya geldiler bize

İki adet zor yemek yiyen çocuk bir araya gelirse ne olur??

Ne yediğini, nasıl yediğini anlamayan 2 anne, daha bitmeden soğuduğu için dökülerek yenilenen çaylar, onlarla uğraşmaktan kahvaltıda fotoğraf çekmeyi unutan ben, zaten kahvaltı masasına ilk 5 dakika oturan iki bıcırık...

Ama mutlu iki çocuk, onlarla birlikte mutlu iki anne...

İşte o güzel ve güneşli pazar gününden kareler...

Kaleler yapıldı...


Sonra parka gittik birlikte..


Trene bindik, salıncak, kayacak...

Bir çay bahçesinde mola verdik..



Horozları, tavşanları, tavukları kovaladık...


Oturduk, gözleme yedik
Gözlemelerden biraz da ördeklere verdik

(fotoğraf makinasının şarjı olmadığından hepsini görüntüleyemedik)


Çilek Kız bebeklerimizi çok sevdik






İlk defa isteyerek mandalina yedik
İşte böyle bir gündü
Aklımda iki cümle
Zeynep :Şeey Teeşe buyaşı dünyanın en güşel odaşı...
İrem: Anne bugün çok güzel biy gündü...

Berrakçığım bize de bu günü tekrar etmek düşüyor ne dersin??

12 Kasım 2009

Kahve ve İrem

kısa bir kahve molası
resim tatilden kalma
ama ne güzel anlatıyor sonbaharı ve kahve keyfini...
kahve molasında yazalım biraz di mi??
kahve keyfine İrem de katılsın :)

Babamız gitti dün yine uzak ülkelerden birine
Masal gibi oldu
Bir varmış bir yokmuş
İrem adında güzeller güzeli bir prenses varmış
İrem, annesi-babasıyla çok mutlu yaşarmış
Babası sık sık uzak ülkelere gider, oradan İrem'e hediyeler getirirmiş
Ama en çok da sevgisini

Bu sabah İrem güne biraz hasta uyanmış
"Karnım ağrıyor.." diye ağlamış
Ama midesi bulanıyormuş, o karnının ağrıdığını zannediyormuş..
Şimdi daha iyiymiş..
Annesi onu çok severmiş...

5 Kasım 2009

mimim mimim

Çok sevdiğim blog arkadaşımız Yağmur'un annesi Bahar bir mesaj bırakmış da
Efendim mimlemiş bizi
Ay bu bizim ilk mim'imiz...
Pek bi mutluyum...

Teşekkürler Bahar'cım..
İşte cevaplarım:

1.Dolabını açtığında hangi renkler daha fazla
Birkaç ay önce olsaydı pembe, beyaz, mavi…
Ama şimdi siyah, gri, kahverengi ama ara ara yeşil, mavi, beyaz.. yine her renkten çalıyorum

2.Alışverişe gittiğinde hangi mağazaya uğramazsan olmaz?
Kitapsan
Giyim için öyle bi takıntım yok ama genellikle Journey, Chima, Park Bravo..
Küçük Hanım’ın kıyafetleri de genellikle international takılan babamız tarafından karşılansa da LCW çocuk kıyafetlerini çok beğeniyorum..

3.Kendini rahat hissettiğin giyim tarzı?
Evde eşofmanlarımla

4.Kesinlikle seksi diyebileceğin şeyler?
Güzel ve bakımlı olduktan sonra ve giydiğin kıyafetin içinde kendine güvenin varsa o kıyafet kot pantolon t-shirt bile olsa seksidir bence..

5.Asla giymem dediğin kıyafetler?
Bana yakışmayan kıyafetleri isterse o senenin top-modası olsun, giymek istemem.
Bi de çok mini mini giyemem herhalde

6.Fiyatları gereği ulaşılması zor yabancı markalardan en beğendiğin?
“Fiyatları gereği ulaşılması zor” kriterindeki çoğu ürün bana gereksiz pahalı geldiği için, ki çooook beğensem alırdım herhalde, pek takıntım yoktur…

7.En fazla yatırım yaptığın sektör?
Bunu Gürkan’a sormam lazım: “Aşkım ben en çok nereye para harcıyorum??”
Kitap, kıyafet.. Aaaa Gürkan’ın sesini duyar gibiyim (Kuaför Nevin) ya duyan da çok süslü olduğumu düşünecek ama işte ne bileyim..
Bi de tatil.. di mi Gürkan

8."Kitap, film, spor" hangisini diğerlerinden daha çok yapıyorsun?
Kitap: Hergün mutlaka okurum. Okumadan duramam. Evde zamanım olmadığı için mutlaka serviste işe gidip gelirken okurum.. Okumayı severim
Spor: Eskiden fırsatım çoktu yapardım, şimdi sadece haftasonları tenis oynayabiliyorum (buna da şükür)
Film: Ah ah.. sızıp kalıyorum koltukta.

9.Dışarıdayken yemek yemeği en çok tercih ettiğin yerler?
Burger King ve Popeyes çok seviyorum.
Bi de Adana’nın kebapçılarını..

2. Mim

Bloğuna Neden Bu İsmi Verdin:????

İrem için bir blog bu ve İrem’le geçen değişen hayatımızı anlattığım
O nedenle: İrem’le Hayat

Bloğuna Yazarken Star Tribiyle Olmazsa Olmazın Varmı?
% 99 işyerinde yazıyorum.
Hani işlerin arasında bir kahve molası vardır ya. Mutlaka orta şekerli Türk Kahvesi molasında..

En Son Satın Aldığın Garip Şey Nedir?
Garip değil ama duvar sticker’ı
Hala yapıştıramadım bekliyor. Neyi mi?? Bilmem??

Şeker Gibi Olduğum Anlar??
İşten gelmişim, kapıyı açmışım İrem ve babası gelmiş, İrem kucağıma atlamış, “anne ne kokuyo yemek” demiş, bana sarılmış, beni öpmüş.. deymeyin keyfime…
Haftasonuymuş, iş yokmuş, İrem uyanmış, yanımıza almışız, şekerleme yapmışız..
Tatlı bir şekerle yapılan şekerlemeden güzel ne olabilir??

Arkadaşım Artık Sormayın Dediğin Şeyler:
İreme de bir kardeş gerek artık, ne zaman düşünüyorsunuz??

Aynaya Baktığında Gördüğün Şey?
İyi bir anne olmaya çalışan
İyi bir eş olmaya çalışan
İyi bir çalışan olmaya çalışan
İyi bir gelin olmaya çalışan
İyi bir ev hanımı olmaya çalışan…
Ama kendini de unutmamaya çalışan
Biri..
Bu nedenledir ki bazen yorgun biri…

Kendini Okutan Bloglar?
Bebişli anneler, yemek blogları, dekorasyon-hobi blogları

Bu Blog Sahibesiyle Karşılaşabileceğin Yerler?
Hafta içi 8.00-18.00 malum aynı yerde..
Onun dışında her yerden çıkabilirim…

Eveet..
İlk mimimizi Bahar'dan alıp, gururla ben de

Aykadaşımız Seynep ve annesi Beyyak'a
Adaşımız İrem - Benim Kuzum'a
Rima ve annesi Primadonna'ya
Elçiniğim'e

gönderiyorum..

Herkese sevgilerle...

4 Kasım 2009

yağmurla gelen

hani yağmur yağıyor ya dışarıda
hani pıt pıt vuruyor cama
işte öyle vururken damlalar
bu sesi dinlemek istiyorum şu an
uzanmışım
kollarımda küçük aşkım
kokluyorum saçlarını, taa diplere kadar, içime içime
mis gibi
sarılıyorum sımsıcak
kollarımı seviyor bebeğim
göz kapaklarımız ağırlaşıyor
ağırlaşıyor
uyuyoruz birden, uykuya dalıyoruz
öpüyorum arada sırada boynunu
içime çekiyorum yine kokusunu

sonra bir ses duyuyorum yan masadan
"seher şu dosyayı verir misin?" diye
hadi gerçekler
gelin yine karşıma...
neyse döneyim bari faturalara, dosyalara...
maliyet zamanı şimdi
kapanması gereken koskoca bir ay var
ekim bitti...
gitti...

3 Kasım 2009

rica

"Annecim odamın ışığını açaaay mısın?" der minik kız annesine
"Aşkım ellerim temiz değil, babandan rica eder misin?" der annesi de bulaşıklı ellerini göstererek
Ve koşar minik kız babasının yanına
Bir sessizlik olur
"Babacım ellerim kiyli!!"
"???"

"Annecim ben ne diyecektim babama??"

30 Ekim 2009

30.10.2009

bir sonbahar günüymüş
saat 13.35
30.10.1980

ve ben doğmuşum..
bir sonbahar çocuğuyum...
annem hep senin doğum gününü coşkuyla kutluyoruz derdi
birgün önce Cumhuriyet Bayramı olmasından ötürü
Sevinirdim
Çocuk aklı...

Şimdi mi??
Dün yan odadan bir ses
"İyi ki dooodun anne... Mutlu yıllar, mutlu yıllar, mutlu yıllar sanaaaa" diyerek, Meraklı Minik dergisinden çıkardığı etiketleri yapıştırdığı bir sayfayı getirdi;
"senin için özel hazıyladım anne" diye
aldığım en güzel hediyeydi
ve ardından odadaki bir su şişesini getirdi
"annecim bak sana pasta yaptım" diye..
"üflesene mumları.."
üfledim..
"yesene anne"
yer gibi yaptım plastik su şişesini
ama yediğim en tatlı pastaydı...

sevdiklerim yanımda
birebir yanımda olmasa da bir telefon kadar yakınımda,
telefonlarım susmadı hiç..
facebooktan mesajlar..

kızım yanımda
aşkım burada
annem-babam burada
kardeşlerim aradı, arkadaşlar,
hatta babannem
çok mutluyum çok

Handan'ımın dediği gibi
Ne güzel çok mutlusun di mi??
"evlisin, çok tatlı bir çocuğun var, çok iyi bir işin var..."

evet Handanım ya çok mutluyum
aşkım da burada
kızım da yanımda...
sağlık, mutluluk, huzur..
başka ne ister ki insan..

iyi ki doğdum beeen...
annem ya iyi ki doğurmuşsun beni...

(Acaba akşama bi sürpiz vaaar mııı??)

20 Ekim 2009

geldi :)

kuzum hastaydı dün
biraz ateş, halsizlik
ama çok şükür çoooook kötü olmadan babaannemizin de büyük çabalarıyla az da olsa normale döndük.
eve gittiğimde yerde yatıyordu
ateşli olunca yattığı her yeri de ısıttığından ötürü çareyi yere uzanmakta bulmuş
tabi babaanne de her türlü yatak-örtü gibi tüm teçhizatları yere almış
beni görünce bir hareketlenme oldu ama kalkamadı, çok üzüldüm
sonra kucağıma geldi, ateş gibi... fazla ısıtmamak için yatırdım kanepeye.
başladık çizgi film izlemeye, sohbet etmeye...
sohbet ettikçe açıldı, espriler yapmaya beni güldürmeye başladı
keyfi yerine geldi
tabi benim de...
hatta en kıramayacağım anlarda sorduğu soruyu sordu
hem de durduk yere
"yarın işe gidecek misin?
hayır diyemedim tabi ki..
"gidicem kızım..."
sonra yemek faslı
yedirme faslı
yedirememe faslı...
ama kızım yemelisin, çorbanı içmelisin, ilaç içeceğiz..
"anne canım karpuz istiyor"
anne gider markete, karpuzlar bitmiiiş bile...

sonra mı..
sonrası süper...
babamız geldi
babayı gören İrem kapıda zıpladı, hopladı
Babanın kucağına atladı
Otururken anneyle babaya birden sarıldı
"ikinizi de çok özlemişim" dedi..
ama anne diyemedi ki "kızım ben hep buradayım" diye
çünkü anneyi de özlüyordu minik kuş :)

hoşgeldin babası
çabuk iyileş kızı
sen de hasta olma annesi
sen de kendine çok iyi bak babaannesi

bir kere gülümser misin okuyan kişi :)

15 Ekim 2009

sinbad

son günlerde gözde çizgi filmimiz sinbad
tabi caillou'dan sonra

sinbad trt çocuk'ta akşam nostalji kuşağında veriliyor
ama bizim kız bayılıyor
"anne sinbad neden oraya girdi?"
"anne sinbad keşke bizim evimizde olsaydı!!"
"anne sinbadın arkadaşları nerede???"
diye izliyoruz..

dün de izlerken İrem Hanım Sinbad'ı, ben de süt ısıtmaya gittim...
içeriden bir ses, ama nasıl ağlıyor bizim küçük hanım
koştum hemen korktum "acaba yataktan mı düştü??"
içeriye bir girdim, kucağıma atladı
"anne sinbadın bu yaptığı hiç hoş değildi..."
hala ağlıyor..
"noldu kızım ne yaptı??"
"hemen bitti... keşke sinbad bizim evimizde olsaydı anne.. ühü ühü..."

ilahi kızım ya..

14 Ekim 2009

baba ve kızı

anne sormuş kızına "şimdi ne yapmak istersin??"
"babamın cucaanda otuyup kayyu izlemek!!"
çocuk bu, özlemiş babasını
biraz acıtasyon yapalım mı babası
yapalım da biran önce gel artık...


13 Ekim 2009

irem'e

sen gül bebeğim
hep gül
gülsün dudakların
parlasın gözlerin
kahkahaların çınlatsın evimizi
canım kızım
hayatım, aşkım

9 Ekim 2009

cuma mı?

bugün bi kıpır kıpır içim sanki
cumadan mıdır nedir?
hani yarın cumartesi ya
tatil...
ya da sabah kızım geldi yanıma
kollarımı sevdi
"ama annecim işe gitmem gerek" dediğimde korka korka ağlayacak sanarak
"hadi sana kıyafet seçelim" dedi
üzerimde yine onun seçtiği kıyafetlerle otururken
aklımda onun gülümsemesi
mutluyum...
yarın onunla birlikte olacağımı düşündüğümden
ya da dedemizin yapacağı mis gibi kebap kokuları burnumdayken
aslında kebap değil aklımdaki hem de sabah sabah
eski günlerin kokusu geldiğinden
babam bize kebap yapıyor
kızlar toplanmışız masa başına
babam getiriyor
bu seher'in, bu şefika'nın, bu da handan'ın diye
şimdi hepimiz bir yerlerde...
kızlar yarın hepimiz için yicem merak etmeyin
sizin yerinize irem var bu sefer
dedesi onu beslicek...

yarın güzel bir gün olacak sanki
bugün de olsun bari
sonraki günler de olsun
hepimiz için..
sevdiğim, bildiğim, tanıdığım...
arkadaşlarım, dostlarım..
blog arkadaşlarım
okuyanlar, okumayanlar...

gününüz süpppper geçsin...
haftasonunuz da bir o kadar güzel...
enerjikim sankim biraz bugün
hepinize sevgiler saygılar....
ve size bir adet sabah şekeri :

8 Ekim 2009

nasıl olmuş??

biraz değişiklik iyi olur dedim!!
nasıl olmuş???

7 Ekim 2009

anne ditme...

sabah uyandım. içeriden İrem'in sesi geldi, "anneciim"..
babaannesi sordu ne oldu kızım diye
rüya görmüş, çok korkmuş...
ben dinliyorum ses çıkartmadan, çünkü sabahları beni görünce kopmak o kadar zor oluyor ki..
ama
ama sesi çok tatlı geliyordu dayanamadım
gittim yanına
babaannenin gelme çağrılarına rağmen
uzandım
"aşkım rüya mı gördün"
" evet anne kayga göydüm, çok kookunçtu"
" ben anne kartal seni yicem" diye gıdıklayınca gülüştük biraz
sonra mı??
malum...
anne kalkma...
anne gitme...
anne beni cucana al...
anne ama ben seni çok özlüyorum...
sonunda İrem ikna edildi. anneye elbise seçti... hazırlanmama yardım etti...
bi baktım üzerini değiştirmiş, kotunu ve pembe t-shirtini giymiş: "anne ben okula gidiyorum" diye (bilmeyenlere; İrem okula gitmiyor henüz)
kapıyı açtı, beni yolcu etti, kocaman bir öpücükle...
ben asansörü beklerken içeriden sesi geliyorudu :
"babanne ben kahvaltı yapamam okuluma geç kaldım"
işte bir bahane daha yememek için...

babası..
keşke sen de olsaydın di mi??

5 Ekim 2009

TATİL'DEN...

Gecikmiş bir tatil yazısı oldu bu..
Çok güzel bir tatildi...
Çok eğlendik hepimiz, özellikle İrem Hanım.
Otelde çocuklar için şimdiye kadar gittiğimiz oteller arasında en güzel çocuk klübüne sahip, çocuklar için eğlenceleri en güzel olan oteldi diyebilirim: Ela Quality
Tatil sonrası babamız yine gitti.. Tatilin de babamızla geçirdiğimiz günlerin de tadı damağımızda kaldı...

Babacık,
Bu güzel tatil için sana bir kez daha teşekkür ederiz
Çabuk gel olur mu??

Ve tatilden kareler...







Babaannemiz ile




25 Eylül 2009

tatil gununden..

'Ne guzel bir gun bugun..
Ben bugunu cok sevdim..
Ne guzel yasadik di mi anne
Parasut bile gordum...'

Irem mutlu, cok mutlu, cunku tatilde....

14 Eylül 2009

HAFTASONU..

Bu haftasonu heyecanla beklediğimiz ziyaretimizi gerçekleştirdik..
İrem'in arkadaşı Alyasu...

Beklediğimden daha iyi anlaştılar. Çocuk işte acaba nasıl anlaşacaklar diye düşünüyordum ama birkaç aksiliği saymazsak çok güzeldi...

Alya kitap okurken İrem sütünü içiyor..

Bebekleri altını kirletmiş "Ufff anne çok kötü kokuyoy.."



Ah Caillou ah.. kızların arasını bozdun..

Çocuklara hergün doğum günü di mi :)


Pozlara bakar mısınız??




Güzel kızlar...


8 Eylül 2009

güzel bir iftar yemeği

güzel bir gündü
babamız bizi iftar yemeğine götürdü
hava serin, tam da özlediğimiz gibi
yemekler de harika
ama İremcim
10 dakika yerinde otur da biz de yemeğimizi yiyelim bebeğim








3 Eylül 2009

öğretmen..

- anne sen benim öğyetmenim olaay mısın?
- olurum tabi kızım
- tamam o zaman ben şuyaya otuyayım sen bana deys anlat
- tamam annecim
- hayıy sen benim annem değilsin öğyetmenimsin
- pardon öğrencim İrem..
- ama sen ayakta duy, öpyetmenley ayakta duyuylay..
(ama kızım ayakta duracak halim yok ki benim..)

2 Eylül 2009

....

- Ben bugün çok mutluyum (der minik kız annesiyle babasına sarılarak)
- Neden kızım? (diye sorar anne)
- Çünkü siz yanımdasınız... (der kız büyük bir sevinçle ve heyecanla)

Ve gözleri dolar anneyle babanın...

31 Ağustos 2009

29.08.2009

İşte bugündü
Güzel bir gündü
Ama 2006 idi yıl
Şimdi olmuş 2009
Daha niceler olsun
Ama yanımızda babamız da olsun,
Sarılsın sana kocaman bir öpücük kondursun
İşte o zaman daha anlamlı olur o gün
Ben de sevdim seni doya doya
Sabah koşa koşa yanıma geldin
"Aşkım bugün senin doğum günün" dedim
"İyi ki doğdum beeen" diye gezdin tüm gün
Şımardın, sevindin, kızdın, kızdırdın, güldün, güldürdün...
Ama sen bugün beni başka bir ben yaptın.
Sen bugün beni anne yaptın.
Bugün benim de doğum günüm... Yeniden doğduğum gün..
Canım kızım, melek kızım.
Gözbebeğim canım benim.
Kalbimin yarısı, hayatımın anlamı..
Seni çok seviyorum...
İyi doğmusşun
İyi ki bizim kızımız olmuşsun
İyi ki bizim kızımız "sen" olmuşsun
29.08.2006

29.08.2007

29.08.2008